4 Ağustos 2013 Pazar

ekşi sözlükte marilyn monroe


Herkes onu seks abidesi olarak görür. ama bir insani tanımak için ellerine bakmak lazım. Elleri anlatır kişiliğini.
Onun elleri çocuk elleri kadar küçük, çocuk elleri kadar lekesiz, çocuk elleri kadar küçük parmaklı ve tırnakları da çocuk tırnakları gibi kısacıktı. Onu sakın pamela anderson benzerleri ile karıştırmayın. O seksi ilahesi değildi. O muhteşem bir kadındı, tam bir kadındı yani. eksiği yoktu sadece. Bütün kusuru buydu.
Şahane vücudu, mükemmel yüzü ve güzel bakışları onun seksi olduğunu iddia etmek isteyenlere belki kanıt gibi gelir, ama o öyle değildi.
Annesi tımarhanede ölen bir sokak çocuğudur. Bu yüzden yapmacık olamadı, en gülen halinde bile yüzünde hüzün vardı, ailesiz yetişenlerin ortak özelliğidir bu.
O sade bir hayat yaşardı aslında, tek istediği bir evdi. Bir aileydi. Kocalarından bir tanesiyle sadece ailesi için evlendiğini söylemiş. Bunu kaç kişi anlayabilir bu dünyada? Kaç kişi onun gibi ailesiz, sevgisiz yetişmiştir? Kaç kişi bir eve girdiğinde onda bir ruh arar, şatafat ve görkem yerine? kaç kişi ailesi için biriyle evlenir? Kim bu kadar muhtaçtır sevgiye?
Seçtiği eşlere bir bakin, hangisi seksi vücut kralıdır? Hangisi zengin para babasıdır? Biri çiftçi, bir ailesi olan sporcu, bir de yönetmen.
Hayatının aşkı olmuş aşağılık biri daha vardır ki, buna söylenebilecek tek şey her kadının bir pisliğe âşık olabilecek kadar saf olduğudur.
Asla kaprisli değildir. Mükemmel bir oyuncudur. Yoksa nasıl oynatırdı alfred hitchock onu?
siz onu silikonlu boyalı günümüz porno starlarıyla mı kıyaslıyorsunuz ne yazık.
Onun norma Jean baker iken çektirdiği fotoğraflarına bir bakın, o gülümseyen küçük kızın ışıltılı gözlerine bakıp hala ona porno yıldız muamelesi mi yapacaksınız
O zarafettir, güzelliktir, yetenektir. Hepinizi kandırmıştır iste.”diamonds are girls best friend “derken aslında özel hayatında bir kolye bile takmamıştır. Kandırmıştır sizi. Siz onu yapmacık bir sarışın sanıyorsunuz.
O bir ask çocuğu değildir. O bir sokak çocuğudur. Hatta daha ağırı
bu kadar güzel olmak illa ki kusur gerektirir değil mi? biz kusurluyuz. O halde o da olmak zorundadır. Ne saçma. Onun masum gölgesi toprağa düştüğünde, onun ruhu göğe düştüğünde, ne kadar anlamsızdır hakkında söylenenler. Altıparmağı varmış, olsaydı ne olurdu ki? Daha mı az güzel, daha mı az asil, daha mı az saf, daha mı az yetenekli olurdu? Daha mı az olurdu simdi? sevdigim bir kadındır o. gelmiş geçmiş en güzel, en akıllı, en yetenekli, en güçlü kadındır. Tam bir kadındır

Bir rivayete göre, montgomery clift Marilyn Monroe için, "dünyada benden sonraki en hüzünlü kişi" demiş.

Bu dünyanın gördüğü en muhteşem kadınlardan biridir. Hatta bence, "kadın” kavramının somutlaşmış, vücut bulmuş halidir. Kesinlikle çok zekiydi, sadece zeki görünmek gibi bir derdi yoktu. Aptal sarışın imajı için, "doğrusunu söylemek gerekirse, ben kimseyi kandırmadım. Sadece insanların kendilerini kandırmalarına izin verdim. Gerçekte kim olduğumu öğrenmek zahmetine katlanmadılar. Tam tersi benim için bir karakter yarattılar. Ben de onlarla tartışmadım. Belli ki benim gerçekte olmadığım birini seviyorlardı. Fakat bir gün bu gerçek ortaya çıkınca beni onları yanıltmakla, hatta kandırmakla suçlayacaklar" demişti.
Hayatı boyunca sevilmek, bir yerlere ait olduğunu hissetmek istedi. Kendine bakacak birine ihtiyacı olduğu için 16 yaşında James dougherty İle kendine çok kibar davrandığı, kendini özel hissettirdiği için joe dimaggio ile, onu ciddiye alan tek insan olduğu için de Arthur miller' la evlendi.
"ben kadın olarak tam bir hayal kırıklığıyım. İmajım yüzünden erkekler benden çok şey bekliyorlar, ben de hayatımı buna göre yaşayamam" demişti, zaten üç evliliği de başarısız oldu. İlk kocasından boşanma sebebini sıkıntı olarak açıklamıştı, mutlu değildi mutsuz da değil, birbirleriyle konuşacak hiçbir şeyleri yoktu. İkinci kocası, onu kendini ait hissettiği dünyadan koparmak istemişti, kariyerini sürdürebilmek için ondan da ayrıldı.
Arthur miller ise onun gibi olağanüstü bir kadını taşıyamamıştı. Sürekli öğrenmek, kendini geliştirmek istiyordu. Fakat insanlar onu ciddiye almıyordu. Arthur miller' la beraberken, bu fırsatı yakaladı. Entelektüel çevrelere girdi, actors studio'da eğitim almaya new york'a gitti. Parayla zaten hiç işi olmamıştı, tek derdi "muhteşem" olmaktı.
Bu amacının sebebi gene kendi sözlerinde gizliydi zaten: "ben küçükken kimse bana güzel olduğumu söylememişti. Bütün kızlara güzel oldukları söylenmeli, gerçekte güzel olmasalar bile." kendine güvensizdi, sevgiye ihtiyacı vardı, sürekli kabul görmek beğenilmek için uğraşıyordu. kendi karakterini kaybetmiş, onun için yazılan bir rolü 24 saat oynamayı kabul etmişti. Kendi yüzünü bile kullanmıyordu, saatlerce makyaj yaptıktan sonra, Marilyn maskesini takmış olarak insan içine çıkıyordu. Aslında Marilyn’den nefret ediyordu. "keşke Marilyn adını kabul etmeseydim, Jean Monroe için ısrar etseydim" demişti, keşke biraz daha kendim olmak için ısrar etseydim derken. Hayatının son yıllarında kariyeri bitmek üzereydi, sürekli içiyor, hap alıyordu. Setlere geç geliyor, filmlerden kovuluyor, yeni roller alması giderek zorlaşıyordu. 36 yaşında, yatağında çırılçıplak uzanmış, bir elinde telefon, ölü bulundu.


1 Haziran doğumlu, ikizler burcu tanrıça bugün doğum günü

Bugün ölümünün 42. yılında ( 5 ağustos 1962 ) birçok kişinin hala gözyaşları ile andığı, pek çok kişinin hala seks sembolü olan film yıldızı.

Ölümünün nedeninin hala tam olarak bilinemediği şahsiyettir. Cinayet olduğunu savunanlar, Marilyn Monroe öldüğünde polislerin yaptığı araştırmaların ve çekilen fotoğrafların orijinallerinin kayıp olmasının doğal olmadığını düşünüyorlar. Ayrıca intihar olduğunu savunanlar ise Marilyn Monroe’ nun ailesine bakmamızın yeterli olduğunu söylüyorlar. Büyükannesi intihar etmiş ve annesi ağır depresyon tedavisi görmüş.
ps: otopside midesinde barbiturat ve nembutal kalıntısının bulunamaması bu ilaçların çok çabuk kana karışması olduğu ispatlandı

Popüler kültürün en güzel anti-kahramanıdır. Baygın bakışlarının gerisinde intihara yaklaşan bir kadın olduğunu hiçbir sevgilisi ve hayranı anlayamamıştır. 20. yüzyıl bir Marilyn Monroe' yu bir de Oscar wilde' ı hak etmemiştir.

genç yaşta aramızdan ayrıldığı için, sanki "bu kadın hiç yaşlanmaz, yaşlansa da çirkinleşmez" dedirten ve mezarında bile hala o güzelliği ile uyuduğunu düşündürten sahte sarışın gerçek idol.

Odamda tez vakit büyük boy tablosunu tam yatağımın karşısına asıp onun şuh bakışlarıyla güne başlamak istediğim dünyanın gelmiş geçmiş en güzel hatunu

Hollywood’un kurbanlarından biridir. Hatta en önemlisidir. Kendisine giydirilmek istenen aptal sarışın rolleri gerçek yaşamında da ona yüklenmek istendi. Ve onca yapaylık arasında biraz gerçek yaşam, biraz içtenlik aramış durmuş bir kadındı o. herkesin tırmanmayı düşlediği dorukların anlamsızlığını anlayan ne ilk, ne de son sanatçıydı. Ne var ki onun bu denli bilinçli olmasını, el yordamıyla da olsa starlığın, ünün ve popülerliğin kimi gizlerini en çıplak haliyle görüp göstermesini yadırgadı, giderek mahkûm etti Hollywood. Onu yalnızlığa, mutsuzluğa, dolayısıyla ölüme yargıladı. Onun öyküsü, yüzyılımızdaki medya starlarının sahip olduğu en acıklı yaşam öykülerden biridir. Gerçek bir trajedi yaşadı. Bu trajedi yüküyle bir efsaneye dönüşmesi kaçınılmazdı. Ve öyle de oldu

Şu sıralar, brooklyn museum of art binasında i wanna be loved by you başlığı altındaki sergisi açılmış olan kadın. Sergide Marilyn in 39 fotoğrafçı (ki bunlardan bazıları Richard avedon,gordon parks,Robert frank,andy warhol) tarafından çekilmiş 200 den fazla fotoğrafı bulunuyor. fotoğraflar, norma jean olarak var olduğu zamanlardan, Marilyn olarak var olduğu zamanlara kadar geniş bir periyodu kapsıyor. Bir kısmı ise ölümünden bir hafta önce çekilmiş. En ilginç fotoğrafların birini ise sahilde gazete okuyan bir kadın ve gazetede büyük fontlarla yazılmış olan "Marilyn dead" başlığı oluşturuyor.

yanlış hatırlamıyorsam aşağıdaki dizelerin sahibidir;günün birinde genç bir adam gelir/beni alır, götürür/onunla giderim/her şeyi yaparım/ama/kalbim babama aittir!

1999 yılında, playboy dergisi tarafından '20. yüzyılın bir numaralı seks yıldızı' unvanına layık görülmüş, yine aynı yıl people magazine tarafından 'yüzyılın en seksi kadını' seçilmiş efsanevi dişi.

Ayağının altıparmaklı olduğunu duyanların yorumları manidardır
birisi - duydun mu, marilyn Monroe’nin ayağı altıparmaklıymış.
erkek - vay bee! Kadının eksiği yok fazlası var maşallah.
birisi - duydun mu, marilyn Monroe’nun ayağı altı parmaklıymış.
kadın - aaa, gerçekten mi! bak onun bile yamuk bir tarafı varmış...
birisi - duydun mu, marilyn Monroe’nun ayağı altı parmaklıymış.
eşcinsel - hımm, o da farklıymış yani diyorsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder