19 Kasım 2013 Salı
22 Eylül 2013 Pazar
Haliç'te Marilyn Monroe heykeline saldırı
Haliç Kongre Merkezi'nde, geçen pazar günü kapılarını açan ve büyük bir ziyaretçi ilgisiyle karşılaşan ArtInternational Sanat Fuarı'nın girişine yerleştirilen Marilyn Monroe adlı heykeli büyük bir saygısızlığa uğradı.
Ünlü İngiliz heykeltraş Richard Hudson’un, Haliç kıyısında konumlandırılan heykeli 3.6 metre boyundaki heykeline idrar yapıldığı ortaya çıktı.
Milliyet’ten Songül Hatısaru’nun haberine göre, yansımalı çelik heykelin yanında duran tabelada Richard Hudson’ın soyadı karalanıp onun yerine Almanca harflerle, “o.çocuğu” yazıldığı görüldü.
Richard Hudson, yerdeki ve heykelin üstündeki lekeleri gösterip, “Sanırım bunu yapan heykele idrarını yapmış aynı zamanda” dedi. Konuyla ilgili inceleme sürüyor.
Richard Hudson “Eserim saygısızlığa uğradı, çok üzüldüm” dedi.
18 Eylül 2013 TİMETURK
Ünlü İngiliz heykeltraş Richard Hudson’un, Haliç kıyısında konumlandırılan heykeli 3.6 metre boyundaki heykeline idrar yapıldığı ortaya çıktı.
Milliyet’ten Songül Hatısaru’nun haberine göre, yansımalı çelik heykelin yanında duran tabelada Richard Hudson’ın soyadı karalanıp onun yerine Almanca harflerle, “o.çocuğu” yazıldığı görüldü.
Richard Hudson, yerdeki ve heykelin üstündeki lekeleri gösterip, “Sanırım bunu yapan heykele idrarını yapmış aynı zamanda” dedi. Konuyla ilgili inceleme sürüyor.
Richard Hudson “Eserim saygısızlığa uğradı, çok üzüldüm” dedi.
18 Eylül 2013 TİMETURK
17 Eylül 2013 Salı
12 Eylül 2013 Perşembe
5 Eylül 2013 Perşembe
3 Eylül 2013 Salı
21 Ağustos 2013 Çarşamba
ekşi sözlükte marilyn monroe
1999 yılında, Playboy dergisi tarafından '20. yüzyılın bir numaralı seks yıldızı unvanına layık görülmüş, yine aynı yıl people magazine tarafından 'yüzyılın en seksi kadını seçilmiş efsanevi dişi.
"bütün kadınlar Marilyn Monroe olmak ister" demişti bir travesti bir filmde. Haklılığını anlamak kadınları tanımakla doğru orantılı olduğundan gün geçtikçe daha gerçek tınlıyor.
Dostlar tiyatrosu'nun oyunu buluşma'da dolunay soysert tarafından canlandırılan tanrıça.
Dünyanın en güzel kadınının aynı zamanda ne kadar yalnız olduğunu görmek için onun kelimelerinden daha doğrusu olamaz.
Asıl şaşırtan şey de, asla bunları söylemesine gerek kalmadan, sadece sürekli gülen gözlerine rağmen, her zaman parlayan ışıltısına rağmen, ondaki hüznün belirgin olmasıdır. Kendi sözleriyle."i knew i belonged to the public and to the world, not because i was talented or even beautiful, but because i had never belonged to anything or anyone else."
Açıklaması: 'topluma ve dünyaya ait olduğumu biliyordum, yetenekli olduğumdan ya da güzel olduğumdan bile değil, biliyordum, çünkü hiçbir zaman hiç kimseye ve hiç bir şeye ait olmamıştım.'bir de bu var:
"no one ever told me i was pretty when i was a little girl. all little girls should be told they are pretty, even if they aren't."
açıklaması: 'ben küçük bir kızken kimse bana güzel olduğumu söylemedi. bütün küçük kızlara güzel oldukları söylenmeli, öyle olmasalar bile..'hala sevmeyen var mı kendisini?
Asıl şaşırtan şey de, asla bunları söylemesine gerek kalmadan, sadece sürekli gülen gözlerine rağmen, her zaman parlayan ışıltısına rağmen, ondaki hüznün belirgin olmasıdır. Kendi sözleriyle."i knew i belonged to the public and to the world, not because i was talented or even beautiful, but because i had never belonged to anything or anyone else."
Açıklaması: 'topluma ve dünyaya ait olduğumu biliyordum, yetenekli olduğumdan ya da güzel olduğumdan bile değil, biliyordum, çünkü hiçbir zaman hiç kimseye ve hiç bir şeye ait olmamıştım.'bir de bu var:
"no one ever told me i was pretty when i was a little girl. all little girls should be told they are pretty, even if they aren't."
açıklaması: 'ben küçük bir kızken kimse bana güzel olduğumu söylemedi. bütün küçük kızlara güzel oldukları söylenmeli, öyle olmasalar bile..'hala sevmeyen var mı kendisini?
Playboy’un ilk orta kapak kızı.
Hakkında söylenenlere göre kırk tane adam ve Marilyn Monroe'yu bir odaya koysanız, bu kırk adamın kırkıda bir sure sonra onun kendisine pas verdiğini düşünür. Böyle inanılmaz bir kadındır.
something's got to give (1962) film'ini tamamlayamamış fenomen olmuş hatun.
Norma jeane mortensten olarak doğan daha sonra baker soyadını alan sarışın afet.
Vaktiyle izlediğim bir belgesele göre, intihar etmemiş öldürülmüş kadın. Şöyle demişlerdi belgeselde; bulunduğu zaman yatağın üzerinde öylece yatıyormuş, fakat söylendiği gibi intihar edip uykusunda ölse imiş vücudunun cenin pozisyonunda bulunması gerekirmiş. Ufacık çocuktum hiç aklımdan çıkmadı, o sebeptendir ki ne zaman adını duysam aklıma cenin pozisyonu gelir.
Fikret Ürgüp 'e de aşağıda alıntıladığım şekilde ilham vermiş ve böylece bir öyküsüne konuk edilmiş; herkesin ayrı bildiği, sarıyı hüznün rengi yapan topal tanrıça.
"ne yaparsa yapsınlardı Marilyn Monroe intihar etmişti. O zamandır kendini içkiye verdi. Duvarda Marilyn Monroe'ya benzer Rum güzellerinin fotoğrafları. Gülümser dudaklı, ama gülmeyen. kaşlı, gözlü, kirpikli. Yumuşak etli. Memeli, muskalı, kokulu, sahici değil gibi kadınların fotoğrafları. Etlerinin içi görünen kadınlar. Marilyn Monroe'suz olur mu dünya? Çipuralar bir dergi parçasını didikliyorlar ve sayfalarını döndürüyorlar suyun içinde. Yarısı yırtılmış sayfalarda Marilyn Monroe'nun çırılçıplak aşağı tarafları. Deniz üstü meyhanesinde, küçük kızların rüyalarına giren palikaryalar, onu tanıyan balıklarla elbirliği etmişler de hoş geldin diyorlar. Marilyn Monroe'yu unutturmak için. Onu umutsuz seviyor, kuşlar bile..."
"ne yaparsa yapsınlardı Marilyn Monroe intihar etmişti. O zamandır kendini içkiye verdi. Duvarda Marilyn Monroe'ya benzer Rum güzellerinin fotoğrafları. Gülümser dudaklı, ama gülmeyen. kaşlı, gözlü, kirpikli. Yumuşak etli. Memeli, muskalı, kokulu, sahici değil gibi kadınların fotoğrafları. Etlerinin içi görünen kadınlar. Marilyn Monroe'suz olur mu dünya? Çipuralar bir dergi parçasını didikliyorlar ve sayfalarını döndürüyorlar suyun içinde. Yarısı yırtılmış sayfalarda Marilyn Monroe'nun çırılçıplak aşağı tarafları. Deniz üstü meyhanesinde, küçük kızların rüyalarına giren palikaryalar, onu tanıyan balıklarla elbirliği etmişler de hoş geldin diyorlar. Marilyn Monroe'yu unutturmak için. Onu umutsuz seviyor, kuşlar bile..."
Favori parfümü channel no:5'dir. channel firmasının, söz konusu ürünü Marilyn Monroe için ürettiği söylenir.
Turgut demirag'in Türkan şoray'la alakalı bir açıklaması vardı.
Ona âşık olduğundan, onun bakışlarından, hareketlerinden çok etkilendiğinden, hatta bir zamanlar onunla evlenmek istediğinden falan söz ediyordu. Yazının devamı şuna benzer bir şeydi; "ne zaman gördüm ki Türkan cola şişesine bakarken bile o gözlerini süzüyor, dudaklarını konuşturuyor, anladım ki; o manalı bakışlar aslında bana fırlatılmıyormuş. İşte o zaman vazgeçtim bütün her şeyden." Marilyn monroe'da yaşanan da onun gibi birşey sanırım.
Ona âşık olduğundan, onun bakışlarından, hareketlerinden çok etkilendiğinden, hatta bir zamanlar onunla evlenmek istediğinden falan söz ediyordu. Yazının devamı şuna benzer bir şeydi; "ne zaman gördüm ki Türkan cola şişesine bakarken bile o gözlerini süzüyor, dudaklarını konuşturuyor, anladım ki; o manalı bakışlar aslında bana fırlatılmıyormuş. İşte o zaman vazgeçtim bütün her şeyden." Marilyn monroe'da yaşanan da onun gibi birşey sanırım.
Truman capote'nin iyi arkadaşı olan harika güzellikteki kadın. Sarışınları beğenmeyenler bile ona karşı koyamaz, bir inanılmazlığı, gerçek dışı güzelliği vardır.
Boyu 1.66, kilosu ise 63 imiş - böylelikle 42 beden kıyafetler giyinirmiş Marilyn hanım. Bu aralar gündemi işgal eden "sıfır beden" muhabbetlerine bakılınca, gayet "şişko" duruyor Marilyn bu minik minik erimiş kızların yanında. Yine de şişko değilmiş, hiç bir şekilde (bm'sini hesaplayınca da sağlıklı çıkıyor; fazlalığı yokmuş yani aslında). Sadece harikaymış. Seviyoruz, ailecek.
Boyu 1.66, kilosu ise 63 imiş - böylelikle 42 beden kıyafetler giyinirmiş Marilyn hanım. Bu aralar gündemi işgal eden "sıfır beden" muhabbetlerine bakılınca, gayet "şişko" duruyor Marilyn bu minik minik erimiş kızların yanında. Yine de şişko değilmiş, hiç bir şekilde (bm'sini hesaplayınca da sağlıklı çıkıyor; fazlalığı yokmuş yani aslında). Sadece harikaymış. Seviyoruz, ailecek.
Yaşasaydı bugün 80 yaşında olacak ama güzellik ve zarafette nice 20’ likleri sollayacak ay parçası, nur topu, afet
Tahminlerin aksine politika ile epey ilgiliymiş. Arthur miller ile evliliği sırasında daha yoğun ilgilenmeye başlamış. Hatta gecen nisan ayında açıklanan FBI raporlarına göre Meksika tatili sırasında oradaki amerikan komünist gruplarıyla görüşmeler yapmış, soğuk savaşın en yoğun zamanlarında (o sıralarda Amerika’daki politik ortamdan hoşlanmayan bazı Amerikalı komünistler Meksika’da yaşıyorlarmış). Yüzlerce sayfalık FBI raporlarında "güvenlik açısından riskli" ibaresiyle adı geçiyor. Kennedy kardeşler ile duygusal ilişkisi bir yana, nükleer denemelerin ahlaki boyutu üzerine de onlarla tartışırmış. (bu olaylar küba füze krizi'nden 3 ay kadar önce oluyor.) bazı iddialara göre CIA ve FBI’daki sağcı kesim Kennedy’leri utandırmak ve zayıflatmak için Monroe'yu öldürmeye karar vermiş.
19 Ağustos 2013 Pazartesi
15 Ağustos 2013 Perşembe
10 Ağustos 2013 Cumartesi
6 Ağustos 2013 Salı
Ben Marilyn Monroe, eşin seni benimle aldatıyor
Marilyn Monroe’nun, eski ABD Başkanı John F. Kennedy ile yasak aşk yaşadığını politikacının eşi Jackie Kennedy’e itiraf ettiği ortaya çıktı.Ben Marilyn Monroe; eşin John F. Kennedy seni benle aldatıyor' ABD’li efsanevi aktris Marilyn Monroe’nun, suikasta kurban giden eski ABD başkanı John F. Kennedy’yle (JFK) yaşadığı yasak aşkı Kennedy’nin eşi Jackie’ye itiraf ettiği öne sürüldü.
İddiayı, ABD’li yazar Christopher Andersen, “These Few Precious Days: The Final Year of Jack with Jackie” (O Son Değerli Günler: Jack’in Jackie’yle Son Yılı) isimli son kitabında açıkladı. Milliyet'te yer alan habere göre, ABD’de yayımlanan New York Post gazetesinin kitaptan aldığı özel bölümlerde, Monroe’nun eski başkan Kennedy’yle yaşadığı aşkı, bizzat eşi Jackie Kennedy’ye itiraf ettiği yer alıyor. 'Sorunlar senin olacak'
Uyuşturucu ve alkol sorunu olduğu bilinen Monroe, gizli ilişkisini yakın arkadaşı Jeanne Carmen’a anlatmış ve hatta “Beni first lady olarak göremiyor musun?” diye sormuştu. Kennedy’nin kayınbiraderi Peter Lawford kaynaklı bilgilere göre, Monroe, Beyaz Saray’da ikamet eden first lady Jackie’yi aramıştı. Bu konuşmada, ‘Başkan’la birlikte olduğunu ve Başkan’ın, ailesini kendisi için terk edeceğini’ söyleyen Monroe, şaşırtıcı bir karşılık almıştı. Çünkü, olumsuz tepki vermesini beklediği first lady, “Harika... Öyleyse sen Beyaz Saray’a taşınacaksın ve tüm first lady’lik görevlerini üstleneceksin. Bense taşınacağım ve tüm sorunlar senin olacak” demişti.Andersen’a göre, evlilikleri boyunca birçok yasak ilişkisi olduğu ortaya çıkan Kennedy’nin birlikte olduğu kadınlar arasında en çok Monroe, first lady’yi rahatsız etti. Kennedy’nin Hava Kuvvetleri Komutanı Godfrey McHugh’ın “Jackie tüm kadınlardan haberdardı” açıklamasına gönderme yapan yazar, first lady’nin, gizli kalıp kendisini küçük düşürmedikçe Kennedy’nin metreslerine göz yumduğunu iddia etti. Monroe’nun Başkan’ın ikinci eşi olarak Beyaz Saray’a yerleşme hevesi, Jackie’yi korkutmuştu.
MİLİYET 06.08.13
5 Ağustos 2013 Pazartesi
4 Ağustos 2013 Pazar
ekşi sözlükte marilyn monroe
Herkes onu seks abidesi olarak görür. ama bir insani tanımak için ellerine bakmak lazım. Elleri anlatır kişiliğini.
Onun elleri çocuk elleri kadar küçük, çocuk elleri kadar lekesiz, çocuk elleri kadar küçük parmaklı ve tırnakları da çocuk tırnakları gibi kısacıktı. Onu sakın pamela anderson benzerleri ile karıştırmayın. O seksi ilahesi değildi. O muhteşem bir kadındı, tam bir kadındı yani. eksiği yoktu sadece. Bütün kusuru buydu.
Şahane vücudu, mükemmel yüzü ve güzel bakışları onun seksi olduğunu iddia etmek isteyenlere belki kanıt gibi gelir, ama o öyle değildi.
Annesi tımarhanede ölen bir sokak çocuğudur. Bu yüzden yapmacık olamadı, en gülen halinde bile yüzünde hüzün vardı, ailesiz yetişenlerin ortak özelliğidir bu.
O sade bir hayat yaşardı aslında, tek istediği bir evdi. Bir aileydi. Kocalarından bir tanesiyle sadece ailesi için evlendiğini söylemiş. Bunu kaç kişi anlayabilir bu dünyada? Kaç kişi onun gibi ailesiz, sevgisiz yetişmiştir? Kaç kişi bir eve girdiğinde onda bir ruh arar, şatafat ve görkem yerine? kaç kişi ailesi için biriyle evlenir? Kim bu kadar muhtaçtır sevgiye?
Seçtiği eşlere bir bakin, hangisi seksi vücut kralıdır? Hangisi zengin para babasıdır? Biri çiftçi, bir ailesi olan sporcu, bir de yönetmen.
Hayatının aşkı olmuş aşağılık biri daha vardır ki, buna söylenebilecek tek şey her kadının bir pisliğe âşık olabilecek kadar saf olduğudur.
Asla kaprisli değildir. Mükemmel bir oyuncudur. Yoksa nasıl oynatırdı alfred hitchock onu?
siz onu silikonlu boyalı günümüz porno starlarıyla mı kıyaslıyorsunuz ne yazık.
Onun norma Jean baker iken çektirdiği fotoğraflarına bir bakın, o gülümseyen küçük kızın ışıltılı gözlerine bakıp hala ona porno yıldız muamelesi mi yapacaksınız
O zarafettir, güzelliktir, yetenektir. Hepinizi kandırmıştır iste.”diamonds are girls best friend “derken aslında özel hayatında bir kolye bile takmamıştır. Kandırmıştır sizi. Siz onu yapmacık bir sarışın sanıyorsunuz.
O bir ask çocuğu değildir. O bir sokak çocuğudur. Hatta daha ağırı
bu kadar güzel olmak illa ki kusur gerektirir değil mi? biz kusurluyuz. O halde o da olmak zorundadır. Ne saçma. Onun masum gölgesi toprağa düştüğünde, onun ruhu göğe düştüğünde, ne kadar anlamsızdır hakkında söylenenler. Altıparmağı varmış, olsaydı ne olurdu ki? Daha mı az güzel, daha mı az asil, daha mı az saf, daha mı az yetenekli olurdu? Daha mı az olurdu simdi? sevdigim bir kadındır o. gelmiş geçmiş en güzel, en akıllı, en yetenekli, en güçlü kadındır. Tam bir kadındır
O bir ask çocuğu değildir. O bir sokak çocuğudur. Hatta daha ağırı
bu kadar güzel olmak illa ki kusur gerektirir değil mi? biz kusurluyuz. O halde o da olmak zorundadır. Ne saçma. Onun masum gölgesi toprağa düştüğünde, onun ruhu göğe düştüğünde, ne kadar anlamsızdır hakkında söylenenler. Altıparmağı varmış, olsaydı ne olurdu ki? Daha mı az güzel, daha mı az asil, daha mı az saf, daha mı az yetenekli olurdu? Daha mı az olurdu simdi? sevdigim bir kadındır o. gelmiş geçmiş en güzel, en akıllı, en yetenekli, en güçlü kadındır. Tam bir kadındır
Bir rivayete göre, montgomery clift Marilyn Monroe için, "dünyada benden sonraki en hüzünlü kişi" demiş.
Bu dünyanın gördüğü en muhteşem kadınlardan biridir. Hatta bence, "kadın” kavramının somutlaşmış, vücut bulmuş halidir. Kesinlikle çok zekiydi, sadece zeki görünmek gibi bir derdi yoktu. Aptal sarışın imajı için, "doğrusunu söylemek gerekirse, ben kimseyi kandırmadım. Sadece insanların kendilerini kandırmalarına izin verdim. Gerçekte kim olduğumu öğrenmek zahmetine katlanmadılar. Tam tersi benim için bir karakter yarattılar. Ben de onlarla tartışmadım. Belli ki benim gerçekte olmadığım birini seviyorlardı. Fakat bir gün bu gerçek ortaya çıkınca beni onları yanıltmakla, hatta kandırmakla suçlayacaklar" demişti.
Hayatı boyunca sevilmek, bir yerlere ait olduğunu hissetmek istedi. Kendine bakacak birine ihtiyacı olduğu için 16 yaşında James dougherty İle kendine çok kibar davrandığı, kendini özel hissettirdiği için joe dimaggio ile, onu ciddiye alan tek insan olduğu için de Arthur miller' la evlendi.
"ben kadın olarak tam bir hayal kırıklığıyım. İmajım yüzünden erkekler benden çok şey bekliyorlar, ben de hayatımı buna göre yaşayamam" demişti, zaten üç evliliği de başarısız oldu. İlk kocasından boşanma sebebini sıkıntı olarak açıklamıştı, mutlu değildi mutsuz da değil, birbirleriyle konuşacak hiçbir şeyleri yoktu. İkinci kocası, onu kendini ait hissettiği dünyadan koparmak istemişti, kariyerini sürdürebilmek için ondan da ayrıldı.
Arthur miller ise onun gibi olağanüstü bir kadını taşıyamamıştı. Sürekli öğrenmek, kendini geliştirmek istiyordu. Fakat insanlar onu ciddiye almıyordu. Arthur miller' la beraberken, bu fırsatı yakaladı. Entelektüel çevrelere girdi, actors studio'da eğitim almaya new york'a gitti. Parayla zaten hiç işi olmamıştı, tek derdi "muhteşem" olmaktı.
Bu amacının sebebi gene kendi sözlerinde gizliydi zaten: "ben küçükken kimse bana güzel olduğumu söylememişti. Bütün kızlara güzel oldukları söylenmeli, gerçekte güzel olmasalar bile." kendine güvensizdi, sevgiye ihtiyacı vardı, sürekli kabul görmek beğenilmek için uğraşıyordu. kendi karakterini kaybetmiş, onun için yazılan bir rolü 24 saat oynamayı kabul etmişti. Kendi yüzünü bile kullanmıyordu, saatlerce makyaj yaptıktan sonra, Marilyn maskesini takmış olarak insan içine çıkıyordu. Aslında Marilyn’den nefret ediyordu. "keşke Marilyn adını kabul etmeseydim, Jean Monroe için ısrar etseydim" demişti, keşke biraz daha kendim olmak için ısrar etseydim derken. Hayatının son yıllarında kariyeri bitmek üzereydi, sürekli içiyor, hap alıyordu. Setlere geç geliyor, filmlerden kovuluyor, yeni roller alması giderek zorlaşıyordu. 36 yaşında, yatağında çırılçıplak uzanmış, bir elinde telefon, ölü bulundu.
Hayatı boyunca sevilmek, bir yerlere ait olduğunu hissetmek istedi. Kendine bakacak birine ihtiyacı olduğu için 16 yaşında James dougherty İle kendine çok kibar davrandığı, kendini özel hissettirdiği için joe dimaggio ile, onu ciddiye alan tek insan olduğu için de Arthur miller' la evlendi.
"ben kadın olarak tam bir hayal kırıklığıyım. İmajım yüzünden erkekler benden çok şey bekliyorlar, ben de hayatımı buna göre yaşayamam" demişti, zaten üç evliliği de başarısız oldu. İlk kocasından boşanma sebebini sıkıntı olarak açıklamıştı, mutlu değildi mutsuz da değil, birbirleriyle konuşacak hiçbir şeyleri yoktu. İkinci kocası, onu kendini ait hissettiği dünyadan koparmak istemişti, kariyerini sürdürebilmek için ondan da ayrıldı.
Arthur miller ise onun gibi olağanüstü bir kadını taşıyamamıştı. Sürekli öğrenmek, kendini geliştirmek istiyordu. Fakat insanlar onu ciddiye almıyordu. Arthur miller' la beraberken, bu fırsatı yakaladı. Entelektüel çevrelere girdi, actors studio'da eğitim almaya new york'a gitti. Parayla zaten hiç işi olmamıştı, tek derdi "muhteşem" olmaktı.
Bu amacının sebebi gene kendi sözlerinde gizliydi zaten: "ben küçükken kimse bana güzel olduğumu söylememişti. Bütün kızlara güzel oldukları söylenmeli, gerçekte güzel olmasalar bile." kendine güvensizdi, sevgiye ihtiyacı vardı, sürekli kabul görmek beğenilmek için uğraşıyordu. kendi karakterini kaybetmiş, onun için yazılan bir rolü 24 saat oynamayı kabul etmişti. Kendi yüzünü bile kullanmıyordu, saatlerce makyaj yaptıktan sonra, Marilyn maskesini takmış olarak insan içine çıkıyordu. Aslında Marilyn’den nefret ediyordu. "keşke Marilyn adını kabul etmeseydim, Jean Monroe için ısrar etseydim" demişti, keşke biraz daha kendim olmak için ısrar etseydim derken. Hayatının son yıllarında kariyeri bitmek üzereydi, sürekli içiyor, hap alıyordu. Setlere geç geliyor, filmlerden kovuluyor, yeni roller alması giderek zorlaşıyordu. 36 yaşında, yatağında çırılçıplak uzanmış, bir elinde telefon, ölü bulundu.
1 Haziran doğumlu, ikizler burcu tanrıça bugün doğum günü
Bugün ölümünün 42. yılında ( 5 ağustos 1962 ) birçok kişinin hala gözyaşları ile andığı, pek çok kişinin hala seks sembolü olan film yıldızı.
Ölümünün nedeninin hala tam olarak bilinemediği şahsiyettir. Cinayet olduğunu savunanlar, Marilyn Monroe öldüğünde polislerin yaptığı araştırmaların ve çekilen fotoğrafların orijinallerinin kayıp olmasının doğal olmadığını düşünüyorlar. Ayrıca intihar olduğunu savunanlar ise Marilyn Monroe’ nun ailesine bakmamızın yeterli olduğunu söylüyorlar. Büyükannesi intihar etmiş ve annesi ağır depresyon tedavisi görmüş.
ps: otopside midesinde barbiturat ve nembutal kalıntısının bulunamaması bu ilaçların çok çabuk kana karışması olduğu ispatlandı
Popüler kültürün en güzel anti-kahramanıdır. Baygın bakışlarının gerisinde intihara yaklaşan bir kadın olduğunu hiçbir sevgilisi ve hayranı anlayamamıştır. 20. yüzyıl bir Marilyn Monroe' yu bir de Oscar wilde' ı hak etmemiştir.
genç yaşta aramızdan ayrıldığı için, sanki "bu kadın hiç yaşlanmaz, yaşlansa da çirkinleşmez" dedirten ve mezarında bile hala o güzelliği ile uyuduğunu düşündürten sahte sarışın gerçek idol.
Odamda tez vakit büyük boy tablosunu tam yatağımın karşısına asıp onun şuh bakışlarıyla güne başlamak istediğim dünyanın gelmiş geçmiş en güzel hatunu
Hollywood’un kurbanlarından biridir. Hatta en önemlisidir. Kendisine giydirilmek istenen aptal sarışın rolleri gerçek yaşamında da ona yüklenmek istendi. Ve onca yapaylık arasında biraz gerçek yaşam, biraz içtenlik aramış durmuş bir kadındı o. herkesin tırmanmayı düşlediği dorukların anlamsızlığını anlayan ne ilk, ne de son sanatçıydı. Ne var ki onun bu denli bilinçli olmasını, el yordamıyla da olsa starlığın, ünün ve popülerliğin kimi gizlerini en çıplak haliyle görüp göstermesini yadırgadı, giderek mahkûm etti Hollywood. Onu yalnızlığa, mutsuzluğa, dolayısıyla ölüme yargıladı. Onun öyküsü, yüzyılımızdaki medya starlarının sahip olduğu en acıklı yaşam öykülerden biridir. Gerçek bir trajedi yaşadı. Bu trajedi yüküyle bir efsaneye dönüşmesi kaçınılmazdı. Ve öyle de oldu
Şu sıralar, brooklyn museum of art binasında i wanna be loved by you başlığı altındaki sergisi açılmış olan kadın. Sergide Marilyn in 39 fotoğrafçı (ki bunlardan bazıları Richard avedon,gordon parks,Robert frank,andy warhol) tarafından çekilmiş 200 den fazla fotoğrafı bulunuyor. fotoğraflar, norma jean olarak var olduğu zamanlardan, Marilyn olarak var olduğu zamanlara kadar geniş bir periyodu kapsıyor. Bir kısmı ise ölümünden bir hafta önce çekilmiş. En ilginç fotoğrafların birini ise sahilde gazete okuyan bir kadın ve gazetede büyük fontlarla yazılmış olan "Marilyn dead" başlığı oluşturuyor.
yanlış hatırlamıyorsam aşağıdaki dizelerin sahibidir;günün birinde genç bir adam gelir/beni alır, götürür/onunla giderim/her şeyi yaparım/ama/kalbim babama aittir!
1999 yılında, playboy dergisi tarafından '20. yüzyılın bir numaralı seks yıldızı' unvanına layık görülmüş, yine aynı yıl people magazine tarafından 'yüzyılın en seksi kadını' seçilmiş efsanevi dişi.
Ayağının altıparmaklı olduğunu duyanların yorumları manidardır
birisi - duydun mu, marilyn Monroe’nin ayağı altıparmaklıymış.
erkek - vay bee! Kadının eksiği yok fazlası var maşallah.
birisi - duydun mu, marilyn Monroe’nun ayağı altı parmaklıymış.
kadın - aaa, gerçekten mi! bak onun bile yamuk bir tarafı varmış...
birisi - duydun mu, marilyn Monroe’nun ayağı altı parmaklıymış.
eşcinsel - hımm, o da farklıymış yani diyorsun...
birisi - duydun mu, marilyn Monroe’nin ayağı altıparmaklıymış.
erkek - vay bee! Kadının eksiği yok fazlası var maşallah.
birisi - duydun mu, marilyn Monroe’nun ayağı altı parmaklıymış.
kadın - aaa, gerçekten mi! bak onun bile yamuk bir tarafı varmış...
birisi - duydun mu, marilyn Monroe’nun ayağı altı parmaklıymış.
eşcinsel - hımm, o da farklıymış yani diyorsun...
3 Ağustos 2013 Cumartesi
Marilyn Monroe askerde
Efsane aktris Marilyn Monroe, bugüne kadar ilk kez yayınlana fotoğraflarında Kore’de savaşan askerlere destek veriyor
Yirminci yüzyılın seks ikonlarından ABD'li aktris, şarkıcı ve model Marilyn Monroe'nun 1954 yılında Kore'de savaşan askerleri ziyaret ederken çekilen fotoğraflar ilk kez gün ışığına çıkıyor. Marilyn Monroe 1954 yılında eşi Joe Dimaggio ile Japonya'da geçirdiği balayını yarıda bırakıp Kore'de savaşan Amerikan askerlerini ziyarete gitmişti. 100 bin asker ve denizciye 4 günde 10 konser veren Monroe'nun kariyeri boyunca askerleri desteklediği tek ziyareti bu oldu. İngiliz basınından Daily Mail'in haberine göre Monroe'nun 13 adet siyah beyaz fotoğrafı ve 4 renkli fotoğrafı satışa çıkarılacak. O zamanlar 28 yaşında olan Monroe'nun askerlere konser verirken ve kuliste fotoğrafları görülüyor. Ölmesinin üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen Monroe'nun fotoğrafları hala büyük ilgi görüyor
GAZETEPORT 02/08/2013
Yirminci yüzyılın seks ikonlarından ABD'li aktris, şarkıcı ve model Marilyn Monroe'nun 1954 yılında Kore'de savaşan askerleri ziyaret ederken çekilen fotoğraflar ilk kez gün ışığına çıkıyor. Marilyn Monroe 1954 yılında eşi Joe Dimaggio ile Japonya'da geçirdiği balayını yarıda bırakıp Kore'de savaşan Amerikan askerlerini ziyarete gitmişti. 100 bin asker ve denizciye 4 günde 10 konser veren Monroe'nun kariyeri boyunca askerleri desteklediği tek ziyareti bu oldu. İngiliz basınından Daily Mail'in haberine göre Monroe'nun 13 adet siyah beyaz fotoğrafı ve 4 renkli fotoğrafı satışa çıkarılacak. O zamanlar 28 yaşında olan Monroe'nun askerlere konser verirken ve kuliste fotoğrafları görülüyor. Ölmesinin üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen Monroe'nun fotoğrafları hala büyük ilgi görüyor
GAZETEPORT 02/08/2013
2 Ağustos 2013 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)